ama arkadaşlar iyidir



12.10.2014

merhaba. bana pekala merhaba diyebilirsiniz. merhaba AAA kendimi bu şekilde tanıtabilirim pekala adımı sanımı merak edenlerdenseniz.
akşamlarımı sadece çay içerek geçirmeğe çalıştığım günlerdeyim. iç huzurumun yerinde saydığı fakat memleket huzurunun kaçık olduğu günlerdeyiz. zihnim memleketteki huzursuzluğa müstemleke.
şairliğe geri dönmekle genel müdür olmak arasında bocaladığım günlerdeyim. geçtiğimiz hafta ne yaptığımın hiç farkında değilim. arabayı nereye park ettiğimi unuttuğum çokoluyor. aranızda gündelik hayatında benim kadar su içen sanmıyorum ki olsun.
paranın kıymetini ve yeryüzünün bu konudaki tıynetini daha iyi anladığım, daha doğrusu yeni anladığım günlerdeyim. parasız mutlu oluruz sanıyordum. şimdi parasız mutlu olunmadığını kavrıyorum. sonra parayı bir ucundan kıvırıp huni şekline getirip zurnanın en geniş deliğine sıkıştırıyor ve ondan ölüyorum kederimden adlı şarkıyı çalmasını istiyorum. zurna dile geliyor. bu şekilde iç huzurum sükun buluyor. huzur içimde mesken tutuyor. bir ateş bir ateş yakıyor, ki o ateşle sigara yakıyorum.
bu kışın gelişi biraz ağır oldu fark ettiyseniz. soğuk algınlığı salgını biraz fazla yoklayacak bizi gibi bir is var içimde. bu yüzden kendimize biraz daha dikkat etmemiz gerektiğinin bilmem farkında mıyız.
ben bundan bir sene dört ay önce yeni bir işe başladım ve bundan bir sene dört ay önce ülkenin enerjisi kesilip jeneratörü çalışmağa başladı. ara ara enerji verildi ama o gün bu gündür çoğun beslemeyle çalışıyor. bu günler de enerjinin ups'e neyin bağlandığı günler. bunun benim yeni bir işe başlamış olmamla bağlantısı elbette yok, ama insan kişisel tarihiyle bağlantı kurmadan edemiyor, çünkü bu kadar mı örtüşürdü. ben de ülkenin bu makus talihine daha fazla katlanmamak çün buradan koşmak koşmak istiğorum. kaçmak değil koşmak. evet, bu soğuk algınlığını atlatınca tekrar koşmaya başlayacağım. ne diyordu filmde, koştuğunda vücudun su kaybeder, ve gözyaşı için vücudunda su kalmaz.
korkarım paşabahçe artık optikli bardak üretmiyor. kadınları, sürekli hasta olanlar ve nadiren hasta olanlar olarak ikiye ayırıyorum. kadınları, kitapçılara girip çıkanlar ve hiç uğramayanlar olarak zaten daha önce ikiye ayırmıştık yanlış hatırlamıyorsam. yanlış hatırlıyor da olabilirim, gerçi benim yanlış hatırlamam pek vaki değildir, hiç hatırlamadığım çok yaygındır o ayrı mesele, yanlış hatırlayacağıma hiç hatırlamam daha iyi, felsefesine inanananananlardanım.
uğrarım bi ara.


Hiç yorum yok: