ama arkadaşlar iyidir



22.04.2017

Merhaba ahali. Şairin, "puşt ahali" diye bi lafı var bilirsiniz, iyi laftır, hatta yeryüzünde bizim gibilerin anlayabileceği dilde yazılmış lafların en iyilerinden biridir. Ben bilirim de ne işe yarar o ayrı mesele mesela. Bu ara bana her şey çok giyilmişlik kokuyormuş gibi geliyor. Bu, içinde bulunduğum şehirde haddinden fazla kalmışlığıma da yorulabilir lakin şu an buna yapabileceğim tek şey içinde bulunduğum her şeyi dezenfekte etmek olabilir sadece bu takıntıma bağlı kalıp, ki yapmışlığım vakidir buna benzer benzen esaslı şeyleri. Ya da İlyada. Ya da tabiattaki birtakım şeyleri İlhan İrem'le ya da Münir Nureddin Selçuk'la açıklamak mümkündür, hiç değilse Selma Güneri'yle. Evet tabiattaki her şeyi Selma Güneri'yle açıklamak mümkündür.

Bugün akşam içmekten dönerken, hava malum Nisan'ın kar gösterebildiği nadir günlerden, insanın birasını bitirmemek için kendini zor tuttuğu günlerden, insanın içip içip aramağı zor reddettiği günlerden, normalde içtikten sonra yürümem ya da durmam pek vaki değildir; içiyorsam epeyce içerim ve uyurum, içtikten sonra uyumak için yaratılmışım laf aramızda, Mohsen Namjoo'nun da dediği gibi, lay lay lay lalalay  lay lalalay lay lalalay.

Bugün içtikten sonra ihtiyari epey yürürken babamın beni omzunda dakikalarca yürüttüğü geldi aklıma. Babamla ben pek işe yarar adamlar değiliz aslında, yani yanındakine yöresindekine ızdırap! olacak adamlarız ama babalı oğullu olabildiğimiz kısa sürelerde iyi geçinebiliyoruz, yine benim İzmir'e hasta olarak taşındığım günlerdeydi yaşımsa beşle onbeş arasında -o dönem öyle geçti-, babamın demek ki otel parası veremeyecek günlerindeymişsek, halasının oğlunda kaldığımız, benim İzmir'in meşhur üniversite hastanesine bağımlı olduğum, ayda geldiğimiz günlerinde, beni omzunda sırtında taşırdı, benim yer yön duygum olmadığı zamanlarda olduğumuzdan her kapıyı çalışta; "bil bakalım nereye geldik" derdi, ben her defasında acaba nereye geldik diye de şaşırırdım boşuna, halbuki hep aynı yenge çıkardı karşımıza, yine siz mi geldiniz gibi bakan. Babamın otel parası yoktu, benim de anlayışım yoktu. Şimdi o yengenin oğlu işsiz ve beni arıyorlar, benden on yaş büyük oğullarına iş bulmam için, hayat ne garipipi, normalde dikkate almazdım diyemiyorum, normalde de dikkate alırdım bu talebi de, bgünlerde daha bi dikkat.

Bugün kendi omuzlarımda mevsimde bu binbir yük, hastane, iş filan derken,
şu an devam etmemeli buna. Ama hayat ne çile, ne çelişki ne mağrip.

4.04.2017

Bu işin sonu nereye varacak çok merak ediyorum doktor. Yani hayat dediğin iş gibi bir şey, aranızda on senedir olmasa bile muhtelif senelerdir iş dünyasında olanlar, parasını dikkatli harcamağa çalışanlar, sigarayı bir bırakıp bir başlayanlar bilirler, işin ne kadar da hayata, çalıştığımız işyerlerinin ne kadar da ülkemize benzediğini fark edenler, dünyanın hiçbir şeye benzemez kimse sana. Ne kadar çok güzel kadın, ne kadar çok çirkin kadın, ne kadar çok x, ve ne kadar çok bilekleri boncuklu erkekler var. Ben yine de iş gibi gördüğüm bu hayatın sonunun nereye varacağını çok merak ediyorum, ve sonunda iki dk soluklanıp sorgulamak imkanı bulamayacağımı da sorguluyorum. Geçmiş dönemde ülkenin başına gelenleri hayatımla o kadar çok özdeşleştiriyorum ki içeri atmasınlar diye bunları bir rakı sofrasına yem etmeğe erteliyorum. Yine de bu gencecik çocuklar ayaklarında N harfi, kollarında boncuklar, bu kadar olmasa, tamam kadınlar göbeklerinde o metalik dünyalar olsun tabii, ben metal mühendisiyim zaten halihazırda. Keşke hepimizin adı İtil ve Volga olsa da ırmasak. Ben devam edeceğim aslında ama az sonra dünyada birkaç kişimizin keşfi olan Frank Sinatra Type of Bar'lar var diye bi bakmam lazım.

Yine de bana demesinler diye değil, sen bu işin sonunu düşünmedin mi, desinler ya da demesinler diye değil, ben hep düşündüm zaten de, bu bahar nereye varacak çok merak hep bi merak.

Gelcem yine.