ama arkadaşlar iyidir



26.08.2016

merhaba. ben rıza, belki yani. belki rızayımdır. merhaba ben rıza, ben aslında adım rica olsun istemiştim ama nüfus memurunun el yazısının azizliğine uğramış olabilirim. olabilirim değil, kesin öyle. yaşamakta olduğumuz hayatın en ilgi çekici yanı bana hiçbir şeyin kesin gelememesi, hiçbir şey kesin değil, düşünsene kesinlik yok, keskinlik var. aziz de güzel isim bu arada. çocuk olsam koyardım adımı. slow down down down. bilhassa o kadar keskin ve müsekkin arıyorssun, arıyorsun deyip de çektiğim derdi ötekileştirme çabam o kadar beyhude geldi ki bana şimdi ve bir an bunu anlamış olabilecek arkadaşlara karşı mahcup hissettim kendimi. tabii yaşamakta olduğunuzun hayatın en delişmen yanlarından biri de size müsekkin alternatifleriyle birlikte gelmiş olması. hastalığın panzehiriile gelmesi yani, düşmanın mavzeriile gelmesi anlamsız bir birliktelik olurdu, kafiye olsun diye dedim zaten ben de.

şimdi şöyle düşünelim bence bir de, benim senin ya da onun oraya buraya iğnelediği bazı alıntılar bazı quotelar bazı mottolar bazı kesme işaretleri laf olsun diye değildir eminim. üzerine oturup düşünmeği gerektirir sadece. fakat o kadar bitap düşmüşsek ki durup üzerine düşünmeğe keyfimiz olmamışsa. ya da herkesin tuttuğu kendine. yıllar önce yine burada demiştim ve derken de demiştim hatta, bak bunu buraya yazıyorum diye, yazdıkları üzerine düşünülse ağlanabilir gibi bir şeydi mealen, de bu kadar düz değildi, hatta olabildiğince şairane idi. ama şunu da gözden çıkarmamak lazım ki benim kavuşabildiğim şairanelik çok kısıtlı ve vasat düzeyde. ha bu benim umudumu kırmağa yeter mi, yetmez, ne demiş şair, seni unutmaya ömrüm yeter mi. ne kadar da saçma bir cümle.

allah ne mutlu ki bass'ı yaratmış, işyerinde bi stajerimiz vardı adı ramazan, ama çocukta hiç ramazan tipi yoktu, küpeler upuzun saçlar. insan eşref-i mahlukattır demezdi babam hiç, hiç demedi. insan adının hakkını vermeli de demedi babam. babam bi sürü şey dedi aslında ama burda konuşmayalım şimdi. demem o ki, nasıl allah bass'ı yarattı demek allah'a pek hoş düşmüyorsa, ben de o kadar hoş durmuyorum burda. bi iki bi şey içip gidicem yeminle. sırf bunun için gelmişim gibi bir hissim var ve çevremdekiler de böyle davranıyorlar bana. her şey bunun üzerine. bas da tiz de bunun üstüne. hoparlör, hani bir gün adını söyleyip ardından sela okutturacak hoparlör de şu mutlu günlerinde kıymet verdiğin baslar şahit olsun ki bunun üstüne. ondan sonra neymiş efendim, sen renklilerle beyazları makinaya karışık atma, renklinin sikinde misin ki beyazın umrunda olasın. önemli olan makina efendiler, onları karıştırma.

her yerde toz var.

fotoğrafçı alaaddin ya da alaeddin öldü. ben o zamanlar küçük bir çıraktım, sanırım dörtten beşe geçmiştim. verdiler bunun yanına. bunu hep erteliyorum anlatmayı. zira zor bir hendese handiyse. sonra bakıcaz oluruna.

23.08.2016

birden ne kadar uzun zamandır banklarda oturmadığımı, banklara ihanet ettiğimi düşünüyorum. fotoğrafçı alaaddin öldü biliyorum.