ama arkadaşlar iyidir



24.12.2015

merhabaysa.

evde sigara içmeme tercihi ne kadar da can sıkıcı bir durum. hepimizin -ben hariç- şaheser niteliğinde mucizevi fotoğrafları var, grenli sepya ve sair, halbuki o esnada kaloriferin üzerine serilmiş kurusun çamaşırlar. elbette yaşantı sanata mâni değil. çay da sanata kâfi değil. değiliniz efendim. günümüzde malum çayı daha hızlı demlemek için çeşitli yollar geliştirildi, en bayağısı olan sallama işleminden bahsetmeden, diğer muteber olmadığını düşündüğüm yollardan biri olan demlik poşetlerini demliğe koyarak demlemek var, ki bu versiyonun masum bir işlem olduğu düşünülmekte kimi oryantalist arkadaşlarımız tarafından. bazı heterodokslar ise hâlâ çayı süzgeçle süzülecek kıvamda bildiğimiz eski usûlde demlemeye riayet etmektedir. kettleda suyu ısıtıp demlemek de varmış diyolar. çaydanlık deyimi yanlış kullanımmış bu arada, çaydan demek yeterliymiş, -dan soneki zaten -lık ekinin yerini tutuyormuş orda. bunu da size herkes söylemez.

ayık olmağa başladığımın beşinci altıncı günlerinde ancak anlayabiliyorum ayık olduğumu. yetmez ama evet. bugünler böyle. bugün buraya gelme sebebim de blogger arayüzünden aldığım bir uyarı. taslak halinde kalmış iki adet de menkıbem varmış bugün gördüm son yazıdan bu yana.

günümüzde saçmasapan şeyler olmağa devam ediyor. bu ülkenin bir taraflarında özyönetimler, bu ülkenin aşağı taraflarında halepler esedler hafızlar israiller israfiller surlar, bunlar hep konuşulan benimse sustuğum şeyler. işin ilginç yanı kimse tarafından a/de-politize olmakla suçlanmıyorum. ben sadece zaman zaman kendimi suçluyor muyum diye kendime soruyor ve sonra sorduğumu unutuyorum. bu ortamlar benim hem sanat için kendime baktığım hem de halk için dünyaya baktığım ortamlar. halkın günahını üstlenmek ya da bunun o şekilde olduğunu ifade etmekse haddime değil, aranızdaki en koylü kişi olarak.

sen bu dertten ölürsen söyle küçük bey, hiç mi kalbin sızlamaz, olmaz öyle şey. emel sayın filan bunlar güzel şeyler. geçen gün cüney tarkın fili zakın'a sarılıp ağlamış. bugün filan barış bıçakçı sempozyumu yapıyorlar msgsü'de sanırım, ama adam yine yok ortalıkta. telefonlar filan akıllı. yukarıda halep dedim de halep'le alakası olmadığını düşündüğüm fakat bir versiyonunu duyduğumda beni kahıra çalan halep'in yolları adlı yöresel eser geldi aklıma. halep'in yolları da a selvi boylum aman, dardır da geçilmez.