ama arkadaşlar iyidir



1.09.2010

bana güvenebilirsiniz. bazen. size bir şey söyleyeyim mi, size bilip bilmediğinizi bilmediğim bir şey söyleyeyim mi, ben çok su içerim günlerin boynunca, barajlar dolusu sular içerim. size bir şey desem, seviyoruz, çok seviyoruz, öyle ki iftar vakti anonslarına senkronize ve nazaran tüm camilerin hoparlörlerini sabote edip, zeki müren'den kahır mektubunda geçtiği şekliyle hep sana hep seni hep bizi gibi bir anons yaptırıp cehennetlerin diplerinde inci arayacak kadar çok sevebiliyoruz. vücudumuzun kınından sıyrılıp kendimizi kılıç misali yollara meyhanelere sokaklara dökecek kadar çok seviptirebiliyoruz. seviyoruz nitekim, olur böyle şeyler. sözgelimi, ki bunun bize gelişi böyle, ancak aynı acısıyla satabiliriz size, kâr koymadan, işte o gelişiyle, kendimizi önümüze gelene öptürecek kadar seviyoruz. bazen yapıyoruz bunu, siz de dahil bunu yapıyorsunuzlara. hep zaten aynı kişiler de değil miyiz. siz voltaj düşmesini bilir miydiniz, hani ışıklar göz kırpar topluca, buzdolabı titrer ve kendine gelir, internet bağlantı ışıkları kırmızıya çalar döner, winamp tırrrr yapar. saçlarına tokayım, bize bir şey olmasın. misal, sigarayı bazen öyle böyle değil sevişim, uykuyu desen öyle, erkek kalkmayı sabahları erken anlat anlat bitiremem sevişimi, ne zaman bir kadeh alsam elime o da ayrı bir dünya bütünleşmesi. bugün bir arkadaş en tatlı günah zinadır dedi, yemin ederim tereddüt ettim, alkol mü değil mi acaa diye, nitekim epey bi başabaş yarıştı, sonra zinada karar kıldım, ama en tatlı günahlar ikisi bir arada olanlardır, üçü bir arada olanlar çok tatlı oluyor, ben o kadar şekerli içemiyorum.

hani şu martı'nın meşhur yazarı, hani şu meşhur martı'nın yazarı richard bach uzak diye bir yer yoktur yazmış bir kitabına başlık niyetine. bu kitabı tüm sesimle okuyup sana kasede çektim. biliyorum çok kötü okuyorum ama dilimden gelen bu kadar, süzgünüm leyla. duruyorum işte, ve bu işte bir iş var diyorum. ilk defa durgunluğumu seven biri çıktı geçen haftalarda, şaşırdım bu işe. şimdi durmak meselasını bira açsak, dünya dönüyor hani malum, ben de dünyayla birlikte döndüğüm için, dünyaya göre momentimi alırsak sıfır çıkıyorum, yani duruyor görünüyorum, ama dünyayla birlikte hareket ettiğimi düşünürsek aslında durmamış oluyorum, senin nerden baktığına bağlı yani aslında durum, durum derken duruştan bahsediyorum.

hem, gerinmeyi kim sevmez.

Hiç yorum yok: