ama arkadaşlar iyidir



20.12.2014

evde uzun suredir bitmesin diye kullanmaga kiyamadigim parfumumden birkac fis ustume boca ettim. dun geceden yarim kalan sarkilarin soyledigi buyuk sozler ve verdigi buyuk dozlar konusuna bu aksam girmege niyetli degildim. kokuyu uzerime sikip montumu giydim, gidecegim yere kadar herhangi bir etkisi olmayacakti biliyordum, olmasini da istemiyordum. uzun zaman aradan sonra aksam tek basima cikmaga niyetlenmistim. tum randevularimi iptal etmistim -burda abarttigimi kabul ediyorum- usumek istemiyordum ama fena halde acik havaya ihtiyacim vardi. gunduzun fena gaza gelip gidip kredi kartimdan bir tv almistim. tv montaj ekibi geldiginde soyle mi yapalim boyle mi yapalim onerilerine karsi, ben yirmi yildir tv izlemiyorum, o yuzden nasil biliyorsaniz oyle yapin, dedim. anteni olmayan bir eve tv baglamak onlar icin pek basit olmustu. peki anten yoksa hicbir sey izleyemiyor muyum sorum karsisinda belki de iclerinden gulmustuler. tv takilinca oylece bakakaldim ona. ama bu yeni nesil tvlerin oyle ozellikleri vardi ki anten olmadan da usb takip ya da internet baglantisi yardimiyla film izleyebiliyordun, ben de zaten bu amacla almamis miydim. disari cikmistim di mi, o igrenc cumartesi aksamlarindan birine daha sahit olmak istemiyordum. o uzak dag otelini aradim, cok para istedi. oysa benim hesapli bir acik havaya ihtiyacim vardi ve gittigimde alkol alacagim kesindi ve bu nedenle kalmam da gerekecekti. gidemedim. cogun gittigim sehir merkezinde cevresine gore birazcik aykiri duran bir meyhaneye girdim bahcesine. yer sorunu olmadi. buyuk umutlar great expectations icerisindeydim. nereye isterseniz oturun dedi garson. bu demek olurdu ki mekan cok tutulan bir yer degil. normalde tek ve erkek basiniza gittiginizde sizi kose bucak bir yere atarlar cok da para sacan biri degilseniz ve alirlarsa tabii.

her neyse, istedigim raki ebatini ve mezeleri soyledim. sacma sapan bi yerdeydi meyhane. cevrenin, mintikanin havasina uyulsun ama biraz da farkli olsun diye kurulmus gibiydi. icerde yedi sekiz kisilik aptal bi grup vardi. ve ben. sonra sigarasiz bolume uc kisilik bir aile girdi. benim yaslarimda bir kadin ve anne babasi. kadin cirkindi, anne babasi da oyle. raki soylediler. sonra ilgim yedi sekiz kisilik sacma gruba kaydi. sonra bir masa bir masa daha derken mekan az kalsin dolacakti ama dolmadi. cumartesi aksami alsancak'ta mekani dolduramamak cok zordur ama bu insanlar basarmisti, ya da hep basariyordu da ben yeni oldugumdan yeni fark ediyordum. kotu bir yer oldugu kesindi. filmlerdeki insanlar olmadigi gibi filmlerdeki meyhaneler de gercekte yoktu. sonra anne babasiyla gelen kizin bana baktigini fark ettim. anneyle baba raki icerken o ne alkollu ne alkolsuz bir sey icmiyordu. mekanin internet sitesinde seckin muzik arsivinden bahsediyordu ve yalan oldugunu garsonlarin yuzlerine vurmama az kalmisti. bu sacma sehirden uzaklasmaga karar vermem icin en basarili neden buydu, hicbir mekanin ruhu yoktu. hangisine sorsan buraliydi, demek ki burali olmakta bir problem vardi ya da bem burali degildim. ya da burali insanlar hep kolloidal bir suspansiyonun icindeki partikuller gibiydi, evet bence oyleydi, tum deflokulantlar ve koagulantlar hep ayarinda verilmisti ve askida seyreden bir omur sozkonusuydu. bunu acmak istemiyorum simdi soven bir tutumla yuzlesmekten kacindigimdan. sonra biraz raki ictim. isinmaga baslamistim ve montumun onunu acmaga yeltendim. montumun onunu acinca oldu her sey, birkac saat once evden cikmadan hafifce kokladigim parfumum simdi icimden burnuma dogru yukselmisti ve gecmiste o parfumu kullandigim gunler de beynime ususmustu. pek unutkan bir insanim, hatta unutkanligim genelde umursamazlik olarak yorulur ancak bu koku benim hic de unutkan olmadigimi bana hatirlatmaga yetmisti, yeterdi, genis zaman, gepgenis zamanlar.