ama arkadaşlar iyidir



18.07.2017

Harlamak güzel şey, hatırlamak da zahir, o da öyle. Biriyle vaktinde bir vakit zaman geçirmişin, arada bir şeyler geçmiş, o zamana dair hatırladığın bir şeyler var ve bir bakıyorsun ki onun yine o zamana dair hatırladıkları başka şeyler, misal asker arkadaşı. Abi hayatımda okuduğum tüm kitapları o dönemde ve senin sayende okudum diyor, bense onu kitap okumağa yönlendirdiğimin hiç farkında bile değilim, abi hayatımda okuduğum ilk ve tek şiir kitabını o zaman okudum diyor, bunun da farkında değilim. Benim onunla olan günlerimize dair hatırladıklarım daha başka şeyler. Abi sen olmasan o beş ay geçmezdi diyor, düğünüme lütfen gel diyor. Halbuki ikimizin ortak komutanına göre o dönem ben saksı gibi duran bir adamdım, o da bana abi demesi yasak çocuktu. Ya da buna benzer bir şeyler. Sonra onun hatırladıklarıyla benim hatırladıklarımı birleştireceğiz ve ortaya James Joyce çıkacak sanırsın ama çıkmaz, ortaya çıksa çıksa mütereddit bir Orhan Kemal çıkar benim hatıralarımsan, biraz Oktay Rifat, biraz Rahatı Kaçan Ağaç ve en çok Sivaslı Karınca. Adam karıncayı Sivaslı yapmış daha ne yapsın adam türk şiirine. Tabii biz bunlarla boy ölçüşemeyiz de yine de hatıranda verandada bir şeyler varsa hazır hava yeterince serinken havalandırmak lazım diye düşünüyorum.

Ben yıllar önce yakındaki arkadaşlarıma her  yurtdışı seyahatimde oraya dair tişört alırdım. Bugün de bir arkadaşım ilk defa iade-i hediye etti. Sanırım o hediyelerimi hatırlayan tek adam, diğerleri o tişörtleri giyiyor olmalarına rağmen benim hediye ettiğimin farkında bile değildirler eminim, demem o ki bir şeyi öyle bir anda yaşayacaksın ki o senin hatıranda yer etsin, hatıran çok meşgulken yaşarsan onu hatırlayamazsın, benim çoğun yaşadığım gibi. Hep meşgul hep meşgul, açık kalmış telefonlar gibi hafızam.

Tamam bilahare devam. Çünkü hiçbir şey hiçbir şeye, hiç kimse hiç kimseye müsaadeyi reva görmüyor. Müsaade ne güzel laf halbuki.