ama arkadaşlar iyidir



26.06.2011

biz üç kişiydik.

diğer ikisi birbirini gıyaben dahi tanımıyordu. a üniversiteden arkadaşım olup benden bir yaş büyüktü. h ile akran ve liseden arkadaştık. h ile ergenliği beraber takip ettik. ikimizin sivilce oranları aynıydı, sadece onun sırtında da vardı ekstradan. birbirimizi çok iyi tartıyorduk. aynı kıza aşık olduğumuz kesindi ama o an hangisi idi, bunu bile kestiremiyorduk. merdiven altlarında sigaraları gizli gizli birlikte içiyorduk. şiirden hoşlanıyor, kendi çapımızda bir şeyler karalıyorduk, bana okutuyordu ve beğeniyordum. aynı şarkıları da seviyorduk. o benden daha içte yaşıyordu sanki ama ben daha çok susuyordum. ikimizde de babalar belirgin ve anneler kısa boyluydu. annelerin giydiği terlik tipleri ve mevlitlerde taktıkları başörtüsü de aynıydı. babaların çocukluk fotoğraflarında sepya bir fon ve tarlada çalışmaktan esmerlesmiş yüzler ortaktı. aynı kızlar hayatımızı akıttı. aynı puanları aldık.

h'nin dindarlığı yüksekti bana göre. ikimiz de aynı gelenekten geliyorduk ama o kendini daha az törpülemişti bana göre. yılların yürümesiyle beraber o dine sarktı, ben içkiye. sigarayı arada bir azalttı. kadınlardan uzak durdu. ona yaklaştılar, izin vermedi. ölümden korktu.

a'yı üniversitede yanına gidip tanışarak hayatıma soktum. garip baktı ilk zamanlar bana. sonra ısındı, yine de temkinini hissedebiliyordum. bense onu çok fazla arkadaşa sahip olduğu ve benim dostaneliğime bir türlü inanamadığı için garipsiyordum. yüzünde ışıltı asılı bir adamdı. güzel gömlekleri vardı. güzel gülerdi. h de güzel gülerdi ayrıca. ben çok ve sık seven bir geçmişe sahipken onun bu dalda anlatılacak pek hatırası yoktu. bir tane anlattı, içime yetti zaten, hatta sonradan kızı da gösterdi bana. onunla da aynı kızdan hoşlanabilme olasılığımız yüksekti.

iyi arkadaşlar böyledir. mesela barış bıçakçı'yı ilk olarak sevmemin sebebi buydu, bizim büyük çaresizliğimiz'de bu duyguyu, buna bir de böyle bakılabileceğini, jules ve jim'i, iki arkadaşı anlatmıştı bana. zeki ile metin'i, edi ile büdü'yü, ve altı yıldır burda anlatageldiğim diğerlerini bu yüzden sevdim.

a bi ara cigaralığa sardı. dindar olmasına benden daha dindardı, içkiyle arası pek de hoş değildi. acaip kızarırdı. hatta bir keresinde gözümün önünde çok güzel kustu. benim içkiye yöneldiğim yıllarda bana uzaktan güzel eşlik etti. h ise tamamen uzak etti. a'ya bak dedim, edebiyat var dedim, onun okuması bana göre azdı ama beni kürk mantolu madonna ile tanıştıran o oldu. ikimiz de bakir mi bakirdik. ben daha hindim. o daha temizdi. h de benden temizdi. bu ikisi açık yürekli adamlardı. özellikle a. bir şeyi söylemiyorsa o şey 'olmadığı' için söylemiyordu.

ben bir yerden bir uçtan tutmayı seçtim. o ikisi direndiler. alabildiğine direndiler. ben tuttum gibi gelmişti bana, tutmamışım. onlar zaten tutmamayı seçmişlerdi. şimdi ayrı ülkelerdeyiz, apayrı dillerde ve dinlerdeyiz. apayrı bağımlılıklarımız var. bağlarımız ayrı.

insan özlüyor.

Hiç yorum yok: