ama arkadaşlar iyidir



8.07.2012

kadının gülümsemesinin gülmesinin çekiciliğinden bahsediyorduk dün gece bir bar fedaisiyle. ben özellikle şarkı söylerken ve sevişirken kadının gülümsemesinin ne kadar da kayıtlara geçecek bir hareket olduğunu söyledim, o da bana dedi ki kendine gel. aşağıda eski bir tavır var. ben koydum, eskiden bu tip tavır koymalarım vardı. o eskidendi.

hışhışı hançer boynuma lele

gülerken ağzını kapatan kadınlar müstesna bir çekiciliği olagelen kadınlardırdır. kadın cinsi latif-i bazı hayali medeniyetlerde genel olarak utanıklıklarıyla, suskunluklarıyla, çekin genlikleriyle anıla gelindiklerinden, yine bu kısım yörelerde gelin denilen kadın kısmı yüzünün bir tül altında erkeğince görülmesini beklerken, sessiz suskun mahsun, mahsus mahalinde ağlar iken, de aynı ekingenliğini gizli yüzünde saklarken ve bu da bize konuyu anlamamız için yeter bir metafor iken, bu kadın cinsi de artıkın postmodern masallarda filan yer bulurke, bu davranış biçimin birebir yansımasıdır bu kadınların gülerken ellerinin bu hareketleriyle bizde beklettikleri. nerde gülerken elleriyle yüzünü kapatan bir kadın görsem onun bu çekiciliğinden utanıram, o manzarayı kendime katıram. aşık olup oluktan akmaktan korkarım, kendimi kaptırırı verem. “mad about you” dedi bu sırada doktor. bir de baktim dokturmusum bu ingilizce karakterlerle. “toktur musun nesin!” dedi o yörelerden bir yaşlıca başlıca.

ilgisi var mı ki gençliğimde okuduğum bir görgü kitabında esnerken sol elin tersiyle kapatmayı öneriyordu bey amcalar ağzımızı. nerde gülerken ağzını kapatan bir kadın görsem dibim düşer, armut toplarım. o sırada bunu sol elinin tersiyle yapmasını rica ederim bu kedinden. nasıllar ki insanlar esnerken dünyanın en çirken görüntüsüne sahiptiler ise bir de bakmışsın ki gülerken ağzının kapatmasıyla gözümde bir anda dünyanın en güzel oluveri. demem o ki kadının bu hareketi, ilk etapta kısa atladığım medeniyetlerde bir zamanlar da olsa bulunduğunun, ordaki sofradan bir tat da olsa aldığının, ben köpükleyim sen de durula faslına iştirak da olsa ettiğinin, özgüven denen naneninin olsa olsa bir otobüs seyahat acentası sanıldığının bir göstergesidir gözümde, üme üme sokar. işte bu davranış sayın seyirciler, hiç de güme gitmez benim indimde. hind-i çin’de de olsa gider severim o kadını. çünki onbeş çinkoyu birden doldurtturur bu tombala dünyada bana onun bu hareketi, gülerken hafifçe ağzını kapaması, gülicik peygamberinin şefaatine nail eder beni, gül olu ben dururum. ne demiş şair çelik, gördüğün en güzel aşık olurum.

zar zor çekmeköylerden birinden çakmak ışığıyla mumları bulup yaktıktan sonra elektriklerin gelivermesi gibidir bu. mum olurum.