ama arkadaşlar iyidir



14.02.2010

günaydın ankara kardeş! bir çarşı izninde daha birlikte olmanın tedirginliği içerisindeyiz, biz, hepimiz. ben ve diğerleri. ankara havası çalan taksilerle ankara'nın göbek bölgesine piercing takmaya gelmişem. inbox'umda iki adet mail gördüm, sevinmişem. aytaçcığım atmış bir de, o şimdi döndü askerden. bu şehir girdap gülüm. kimin bacağından kalçasından memelerinden bahsetmişim yazılarımda tam olarak bilemiyorum, geçmişe dönük okumalar icra ettim, aradım taradım bulamadım. saçlarım uzadı, çim adam işi oldu yine, kirpiye benzedim yine. alnım genişledikçe genişledi. askeriyenin uygun gördüğü kep oturmuyor kafama, haftada bir azar dinliyorum kumandanlarımdan, emredersiniz. bol bol nöbet tutuyorum, nöbetleri ikişer kişi tutmaya başladık, işte bu kötü oldu, zaman zaman sevmeyeceğim adamlarla tutmak zorunda kalıyorum. ama dün süleymanla bir tutmuşuz ki iki saat nasıl geçmiş anlamamışak balam, süleyman diyarbakırlıdır bilisen. diyarbakır bana kalırsa getto gibi bir yerdir dayı. ortalama dokuz yaş büyüğüm çocuklardan, dayı diyorlar :) oysa ben sadece irem'in hakan dayısıydım. sabah kızılay'a inip çiçekçilerin önünden geçip çiçekçilerin "buyur abi" demelerini beklemişem. dediler ve kişisel tatminimi tamamlayıp internet kafenin yolunu tuttum. sahi bugün sevgililer günüdür, kutlu olsun bacım. şimdi ölmek istemem. açtım bilgisayarın hafızasında bulunan mp3 leri. ahmet kaya'ya yine önce "sevdim inanamıycaan kadar seni esmer kız" dedirttim, sonra ben "geçmiyor günler" deyince, o da dayanamadı "öptüğüm kızlar geliyor aklıma" diye ekledi. cansu dere'yi özledim. "dereden geçemedim / derdimi seçemedim oy" diye bir türkü bestelemeye kalkıştım, tutmadı, düştü. sonra youtube'da buena vista social club'dan "dos gardenias" dinledim, allahım allahım içim nasıl doldu, diyor ya hani orda şair, senin için iki gardenya. işte budur tanrım.

Hiç yorum yok: