ama arkadaşlar iyidir



4.05.2020


Haziran 21, 2008

dünyada çok güzel şarkılar var damat. o yüzden uzun zamandır herhangi bir şey yazmamak için gayret ediyorum. çünkü bol bol boş zamanlarımda şarkı dinliyorum, her şeyi yaklaşık olarak ifade etmeye yetiyor. en azından benden daha ifade ettiği kesin, hem de bu öyle bir şey ki damat, ben anlatsam kendime, ya da başka birisine, bu derece açılayıcı olmuyor, gel gör ki beş dakikalık bir mevzu, beş dakikalık bir kesiş, beş dakikalık bir şalter, her şeyi kökünden koparıp atmaya yetiyor, sence de ne kadar ilginç değil mi, yani bazen inan ne olacağımı şaşıyorum çünkü dünya üzerinde neyin en etkili şey olduğuna emin olamıyor karar veremiyorum: misal, bir resim mi marc chagall'dan, bir film mi godard'dan, bir yazı mı sustayevski'den, bir şiir mi akif kurtuluş'tan, bir şarkı mı dedem efendi’den, bir bira mı efes pilsen'den, inan emin değilim. gerçi bu gibi oylamalarda çoğunlukla 'bir şarkı' bölümü daha çok oy topluyor benden, ben de diğerlerini diskalifiye ediyorum. kalitesiz ilan ediyorum. çekiyorum yudum. susuyorum. çoğunlukla. ellerim birbirine dolaşıyor melik. yüz türk büyüğünden biri olmadığıma artık ilkokuldaki kadar hayıflanmıyorum, farketmiyor melikşah mıyım tuğrul bey miyim veya hiç miyim. hiç biri miyim, böyle akşamlarda, yani türkiye'nin avrupa futbol şampiyonasında bir üst tura çıktığı akşamlardan bahsetmiyorum, böyle akşamlarda, benim içim herhangi olan akşanlarda, elim hiç klavyeye veya kaleme filan gitmiyor, hatta sana öyle diyeyim ki herhangi bir yere gitmiyor, oysa ben gitsin isterdim ki mustafa'nın yanına veya başka birinin filan ama değil ahmet değil osman değil hasan değil gazi değil aliihsan değilsin sen de. bu dünya üzerinde yeni kurallar geliştirmek istiyorum sayın sakin, mesela kimse benimle sarhoşken ve dili burum burum burulurken konuşmamalı, ben bunu ya saklamalıyım, ya da bilemiyorum ama bana ayıp oluyor bana acı oluyor bana merak oluyor bana dert oluyor. şiir filan da pek ben derdinde değilim sanırım, tabii ki isterim ben de konuşurken dilim sürçmesin, sürtmesin duvarlara, geri genelde burnu sürter insanın, bugün aytaçla da konuştuk, insanın burnu çok fena sürtebilir. ben icabında çok içmiş olabilirim, hiç içmemiş de olabilirim, genel olarak amacım insanları içtiğim zaman yazdığım şeylerle içmediğim zaman yazdığım şeyler arasındaki farksızlığa ikna etmektir. ki çoğunluk içince yazdığımı hatta sanal alemdeysem içince konuştuğumu filan zanneder, halbuki değildir, bana göre edebiyat da salatanat da hitabet de muhabbet de sağlam kafayla yapılır, vücut da sağlam olursa iyi olur tabii, ne de olsa güzellik düşkünü bir münafık bir kafir de bizim adımız. o değil de bu yazıyı benim uzattıkça uzatasım olduğu için ben bu kadar çeşitli konular kullanıyorum sevgili manzara. sen yoksun, yatsın, uyusun, falan sın filan sın, yorgansın yastıksın, ama ben değil. ve ben. gün sayıyordum yıllardır bu şarkıya nefesliler girsin diye. az kaldı. az.
 

Hiç yorum yok: