ama arkadaşlar iyidir



24.03.2011

kolaylıkla kitap tavsiye etmediğim, bunu aslında çok sevdiğim ama bir türlü cesaret edemediğim, teori düzeyinde bilinir bir gerçektir. bilinmirse de bilinsin şimdiden itibaren. ali teoman ölmüş. ölünün ardından genellikle bol konuşurum. ve konuşursam iyi konuşurum. ali teoman pek tanınmayan bir yazarımızdı. kendisini gizli kalmış bir istanbul masalı kitabıyla tanıdım. onu okuduğumda bu tarz bir kitap adı beni cezbetmişti elbette, ve bir istanbul masalı'nın tvde fink attığı zamanlardı. bu kitabın okuduktan sonra beni adının çağrışımlarıyla yanılttığını çok iyi anlamıştım, ama kitabı pek anlamamıştım. aradan yıllar geçti, kitapsız kaldığım bir gün bir daha okudum, ve bir daha da unutmadım bu adamı. bir garip cindi zümrüdüanka, uykuda çocuk ölümleri... ama aramızda bu adamın adını ilk defa duyanlar vardı ve ben adı ilk defa duyulan insanlar için iyi bir uygulama alanıydım. özellikle arayıp bulurdum. insan ünsüz olacak. şimdi, demem o ki, caymazgillerin düğüm attığı edebiyatımızda, çok fazla bir şey beklemeden, edebiyat adına bir şeyler hissetmek ve farklı bir koku duymak için bu adamı okuyabilir, en azından deneyebilirsiniz. zaten kitapları incedir, pişman olsanız da pek zaman kaybetmezsiniz. özellikle cafe esperanza'yı okuduktan sonra kesin kararımı vermiş bulunmamla birlikte, rahmetlinin edebiyatı biraz elit kavramlar üzerinden gider, elit de demeyelim de aristokrat bir havası vardır, aristokrat da değil de hakiki bir burjuva kanadındandır, bu bağlamda kendisini pek yanaşamadığım enis batur ve lale müldür edebiyatlarıyla bağdaştırırım. nitekim benzeri bir durum rahmetli mehmet günsür'de de vardır ama günsür tüm bu isimlerden bana en yakın olanıdır. çünkü biraz daha sıraiçi şekilde anlatır, ama teoman gayet sıradışıdır. yoksa siz hâlâ okumadınız mı günsür'ün caique adlı öyküsünü ve diğerlerini. kayıkçı'nın günlüğünü boşuna okuyorsunuz o halde. yani, tanınmamışlardan bahs açmışken, ali teoman ve mehmet günsür rahmetlilere bir bakın derim ben.

Hiç yorum yok: