ama arkadaşlar iyidir



25.07.2011

şimdi, benim aklıma bu sabah tiamat'ın gaia'sını tam altı yıldır hiç dinlememiş olduğum mu geldi, ve bu geliş aklıma başka şarkıları da mı getirdi, işte hatıranın burası biraz belirsiz, şu saatte sabah saatlerine tam olarak dönmem ve müthiş bir yazar hafızasıyla/hayalgücüyle ayrıntıları kusursuz betimlemem mümkün değil. ama biz bir zamanlar böyle şarkılar dinliyorduk, biz dediğime de aldırmayın siz, ben dinliyordum, şahsen dinliyordum. sonra işe gittim. resmi olarak haftanın ilk işgünü olması benim için pek bir şey ifade etmiyordu, nitekim bunun cumartesisi pazarı olmayabiliyordu bazen. ama inan ki bu çarşamba öğleden sonra kesin boşum, işim yok, ara beni şeyde buluşalım, ımm, alsancak'ta tabii, eski kokulu başka bir semt bilmiyorum çünkü izmir'de. ayrıca evlendikten sonra bu sistem değişecek elbette, o zaman cumartesi pazarım benim de olacak, pardon yahu, ikimizin. her neyse, bugün sabah mükellef domatesli salatalıklı hatta yeşil taze biberli kahvaltımla bir çeyrek ekmeği mideye indirdipdip sigaramı tellendirdikten sonra içimde ulan dedim, bugün birkaç şarkı daha dinleyeyim eskilerden, do you dream of me, dedim. this punishment, dedim. nerde metal kokusu varsa içime çektim avradını. dying to meet you ile karar kıldım.

gece vardiyasından mesaiyi devraldım. etrafım kalabalıklaştı, stajerler, yeni mühendisler, eski işçiler, vs. didem madak'ı tanıyan kimse yoktu aralarında. bir bu eksikti. bu bir eksiklikti.

Hiç yorum yok: