ama arkadaşlar iyidir



19.01.2014


Hepsileri Ermeni

Türkiye hermetiktir, hermetik kalacak.

Kemanî Tatyos Efendi der ki, mani oluyor hâlimi takrire hicabım.

“İlk saldırı 19.00 sıralarında Şişli’deki Haylayf Pastanesi’ne yapıldı. Ardından büyüyen kalabalık gayrimüslimlerin toplu olarak yaşadığı birçok semtte önce Rumların, ardından da Ermeni, Yahudi ve hatta yanlışlıkla bazı Türklerin dükkânlarına saldırarak yağmaya başladı.” 

 
“Bu sırada on altı çocuk, aralarında motorlu sandallara, altın yaldızlı güvertelerinde yalancı insanlar bulunan kotralara sahip çocuklar da bulunan on altı çocuk, ellerindeki ve ceplerindeki taşlarla beraber fırladılar. Stelyanos Hrisopulos gemisini batırdılar.”

Hamparsum Limoncıyan’ın kültablasından fırladığımızı inkâr edemem.

“Baba Hamparsum, doğru inandandır, Doğuya dönük notaları, Ortodoks gibi düşünüp Osmanlı gibi şakımıştır.”

Anahit’in serin gözlerinden muhabbet kaptığım da doğru.

Benim hiç Ermeni arkadaşım olmadı. Semra’nın Ermeni olduğunu söylediler ama o bana bakmadı.

Bayraklardan nefret ediyor. Bayraklar beni haçlara aylara yıldızlara oraklara varaklara ve renklere ayırıyor. Ben renk körü olmak istiyor.

İzmir’in tek eksiği birkaçyüzbin (üçyüzbin –T.U.) Ermeni’dir. Dağlarında açan çiçekler hep sarıdır, ve onlara sormazlar mı anneniz babanız nerdedir?

Onlar gittikten sonra Türklerin içi ihtiyar heyeti gibi oldu. Sümükleri selpak nedir bilmedi. Türkler sümüklerini hep artık kollarına sildi.

Onlar gittiler ve sonra Türkiye’nin dağları denizlere sik gibi uzandı hep. Türk dünyası yüce bir coğrafi kaosa girdi.

Onlar gittiklerisıra Türkler harekete geçti, habire inek sağdı, memelerden süt çıkmadı, ve sağdı, milliyetin mukaddesatın sağlamasını yaptı.

Onların ardından Türkler her sıcaklığı kırk derece hissetti, hissedilen sıcaklıktan bile şüphelenildi.

Onlarsız biz Türkler çok yalnız kaldık. Herkes bize boyunuz bosunuz devrilsin dedi, boş olun dendi. Altıüstü kaç yüz bin (üçyüzbin – T.U.)

Onları biz yığınca toprağa, bülbül öttü ılga etti dalını, ördek yüzdü dalga etti gölünü.

Sonra biz Türkler ağırlık merkezimizi şaşırdık. Bi Rumlara bi Kürtlere bi Moldovalılara kime göre moment alacağımızı bilemedik.

Kuşlar yüzyıldır Türklerin aleyhine tezahürat ediyor fakat biz var anlamıyor.

Kurukahvecilerin zilleri yüz yaklaşık yıldır çalmıyor. Paslı kilitler çalışmıyor. Mezarlar gıcırdıyor.

Halbuki onların da süpürgeleri yoncadandı, onlar da şu derenin alıcıydılar, onlar da varmış bakmıştılar ki demir kapı sürgülü.