ama arkadaşlar iyidir



21.10.2009

tarihini hatırlamadığım, nerden baksan üç buçuk senelik bir yazı :)

kürtaja götürdüm kalbimi. doktor, 'çok büyümüş olduğunu, benim için çok tehlikeli olabileceğini' söyledi, uyardı: “ölebilirsin.” “öleceksek ölelim!” dedim. son zamanlarda düzenli çalışmıyordu, tekliyordu, yarıyolda bırakıyordu, inemiyordum, çıkamıyordum. “ya hep ya hiç!” dedim doktora. “sen bilirsin!” dedi, bir kâğıt imzalattı; geri almak istersem aynısını alamayacağıma, onun yerine ancak yeni bir kalp takabileceğine dair.

aylar geçti. yollar geçti. sesler geçti. gözler geçti. bir türlü 'ya hiç' olamadı. tekrar gittim doktora, “olmuyor?” dedim. “biliyordum!” dedi. ve bir ölüden aldığı yarısağlam kalbi taktı kendi kalbimi aldığı boşluğa. artık değiştirme şansım da yoktu. ben çocuk olabilirdim ama bu oyuncağı değildi. yeni sabahlara uyanacağımı sanıyordum. sabahlar eskidi ben uyandıkça. “geçer,” dedim. geçmedi. “diner,” dedim dinmedi. doktora çıktım tekrar, “doğal bunlar.” dedi. “hiçbir şey orijinalinin yerini tutmaz,” deyip aldığı arabanın teybinin bozulduğunu ve yerine yenisini aldığını fakat eski randımanı alamadığını örnekledi. “allah belanı versin!” diyecekken dilim sürçtü, “allah belamı versin!” dedim. ve allah bu duamı ıskalamadı. verdi. adını sanını bilmediğim, fakat yaşı yaşıma huyu huyuma uygun bir ölünün kalbini takmıştı bana pilli. pilli bebek olmuştum. artık su gibi pil harcayacaktım, tüketecektim.

sadece belli frekanslarda çalışıyordu kalbimin pili. çalıştığı şekillerde olmaktan başka çarem yoktu. onun esiri oluyordum giderek. sabahların hâlâ bir anlamı yoktu. oysa eskiden vardı, veya ben öyle hatırlıyorum. geceleri erkenden uyurdum ben. olmuyordu. uyumak için sürekli tükettiğim alkoller ise pili korozyona uğratmaktan başka bir işe yaramıyordu. tekrar çıktım doktora. son çare olarak iki hap önerdi, sızlanağrı ve vecdan. bunları günaşırı içersem kimyasal bir etkiyle sızlanağrı sayesinde ağrısızlanıp, vecdan ile vecd haline kavuşacaktım. içtim, içtim, içtim, 'bana mısın?' demedi. alkolle sulandırıp içtim, kâr etmedi.

bir daha uğradım doktora, giderek bitkin. “eski kalbimi ver,” dedim üstüne yürüyerek. “artık çok geç,” dedi. “bari ona bir şeyler anlatayım?” dedim. “işe yaramaz!” dedi. “o zaman bana bir ilaç daha ver!” dedim. “yok ama alternatif tıbba başvurabiliriz.” dedi.

artık hiçbir tedaviye cevap vermiyorum.

“durucam burda
gidişini seyredicem
kıpırtısız, sakin gibi görünücem
kavgasız olucak
fırtınasız olucak
saçmasapan olucak
organlarım birbirine vurucak
arkandan sessiz bakıcam
ben yine salağım diyicem”

Hiç yorum yok: