ama arkadaşlar iyidir



14.02.2011


ne diyorduk, where is my mind

kibrit kutuları mıydı koynumuzda büyütüp beslediğimiz. konyaklar mıydı ceplerimizde taşıdığımız. beni de kandırıyorlar. hani cayman adalarından yüzerek yorgun argın bluefields kıyılarına dayanıp, sahile vurur vurmaz şaraba dayadın ağzını. yorgunluk attın orda bir latin güzeliyle tavla oynayıp, gücün kuvvetin yerine geldi mi, “davran bakalım küheylan, neslihana varalım gayrı” deyip vurdun tekrar kendini yol ağızlarına.

hani kurşun sıksan geçmez geceden, bu değil. hani el salvador'dan yukarı doğru eline dürbünü alıp baktın, bir inci önüne geçti, görüş alanını kapattı. sek sek oynarken yapıldığı gibi bir üst tura mı tırmandın.

hani bir şarkı duyar da insan, bu da değil. hani yanlış attığın zar seni, “başlangıç noktasına geri git” kutucuğuna oturttu ve kendini panama'nın güneybatısında soledad nahiyesinde buluverdin tekrardan. yalan mı, değil.

hani o bırakıp giderken seni, bu hiç değil. hani o sırada bi şarkı çalmaya başladı sen kulaçlarını karayip denizlerine savurmayı temel tasarladıktan ve ilk demiri oralara çakmayı planladıktan sonra, pek tabii: i was swimmin' in the carribean / animals were hiding behind the rock / except the little fish / but they told me, he swears / tryin' to talk to me to me to me

hani rüyalarımı bölmeyecektin, bu da nerden çıktı. hani “little fish” kısmına takıldın şarkının, ve aklın, nerde bu diye sorduğun ta kendisi,

a) ordan “big fish little fish” deyişine gitti pj'in ve, devamında i lost my heart under the bridge. a.1) “lulu on the bridge” mi? a.2) “la fille sur le pont” mu? a.3) galata köprüsü mü?

b) ordan “big fish” repliği, “Merhaba. Sen beni tanımıyorsun ama benim adım Edward Bloom ve sana aşığım.”

c) ordan bir başka şarkısal replik, “this is a film about dramatic relationship between man and fish. the man stands between life and death. the man thinks... the fish is mute, expressionless.”

ne diyorduk, abartmamalı!

Hiç yorum yok: