ama arkadaşlar iyidir



13.02.2011

yeni şeyler yazmak hadi

şehir merkezinden uzak düşmek, kalabalıktan, hunhar bir kalabalıktan, kibar bir kalabalıktan uzak düşmek yoruyor beni, yaşıyor olmaktan da uzaklaştırıyor, dün karışınca fark ettim bunu. gündüz alsancak'ta sevdiğim kitabevine uğradım, iki şairin imza günü vardı ve bu yüzden takım elbiseli döpiyesli bir gülümsemeler yumağı sis gibi çökmüştü, hemen dergilerimi alıp kaçmalıydım, bir daha yakın bir zamanda uğrayamayabilirdim, küçücük bir raf üzerinde sıralanmış dergilerin yeni sayılarını karıştırmakta olan kadının bırakmasını bekledim çünkü gövdesiyle rafı kapatıyor ve ben göremiyordum, nihayet döndü ve geri çekildi niyetimi anlayıp. ben dergilere bakarken beni izlediğini fark ettim, benim karıştırıp bıraktıklarımı bir de o karıştırıyor, bakıyor ve bırakıyordu. elinde bir tanesinde karar kılmıştı sadece. yasakmeyve'yi aldığımı gördükten sonra bana döndü ve anlamak için saliselerce uğraştığım kısıklıkta bir tonla "şiir?" dedi, "evet," dedim, gözleri epey etkileyiciydi ve bunu bir süre kullandı gözlerime karşı, bense projektör yemiş bir tavşana döndüm birkaç saniye, "sadece şiir mi?" dedi, "hayır," dedim, "dergi olarak şiir, romanı ve öyküyü kitaplardan takip ediyorum," "hangi dergiler?" dedi, çok kısık sesle konuşuyordu, ses tellerinden ziyade gözlerini kullanıyordu, anlamakta zorlanıyordum, arkamızda imza günü başlamıştı ve benden tedirgindim, yetişmem gereken bir randevum vardı, ama cevap verdim elbette. kadının şiir konusunda ne bildiğini, benden daha sıkı bir takipçi mi, edebiyat öğretmeni mi, şair mi, ümit yaşar oğuzcan şiiri okuru mu, ne olduğunu bilmediğim için vereceğim cevap okurlar üstü bir cevap olabilirdi, ya da fazla basit bir geçiştirme de yapabilirdim, "heves dergisi vardı, onu biliyor musunuz?" dedim, "evet kapandı" dedi, "evet ordaki arkadaşları takip ederim genellikle," dedim, "toplumcu yenilikçi" dedi, "hayır" dedim, "sadece yenilikçi"

cevabının ikinci kısmıyla gözümdeki şiir bilgisi büyük bir yara almıştı. heves'i bilmesi büyük puandı ama toplumcu yenilikçi olarak bilmesi heves'e bir hakaretti, "ben de otuz kadar dergide şiir yayımladım," diyerek ikinci bir yara daha açtı, benim gözümde iyi bir şairin sadece belli başlı yerleri olur, fazla yayılmaz. elimdeki dergilerden birini göstererek "burada da varım," dedi. içimden, nasıl yani dedim, genç bir şair ve ben tanımıyordum, yüzünü bilmemem elbette olasıydı ama izmir'de olup da bilmemem zordu, "kimsiniz?" dedim, adını söyledi, duymuştum ama bilgim yoktu. "aa, evet duydum," dedim, sevindiğimi ifade ettim. dışarı çıkıp bir sigara içmeyi önerdi, kabul ettim, ayakta içilen birer sigaradan sonra, "otursak?" dedi kitabevinin hemen yanındaki sandalyeleri gösterip, "şeyy aslında benim vaktim pek yok da," dedim. "sevgilinle mi randevun var?" dedi, "hayır, diş hekimimle" deyip gülümsedim.

gözleri bir süre daha eşlik etti bana son etapta yetiştiğim belediye otobüsünün camında. sonra unutmuşum, bugün aklıma geldi. facebook'tan eklememi söylemişti, korkuyorum.

Hiç yorum yok: