ama arkadaşlar iyidir



16.01.2011

bugün ergin günçe'nin ölüm yıldönümü. bana şiiri tekrar tekrar öğretir. eminim çoğumuzda kitabı yoktur. şunları burdan okuyalım lütfen. sonra da bana şairin bu şiirleriyle anlatmak istedikleri konusundaki düşüncelerinizi yazarsınız.

avcı

kalbim bu sessiz sonbaharda
bugün atlaslara inanma sakın
düz bir tepsidir dünya
yolun sonuna ulaştın artık
güzel bir durum kıyısındasın

bir kırmızı fenersin bir hayli dokunaklı
uzayan kar tipisi altında
kalbim, dağların kaybolmuş senin
kurtlar falan inmiştir bembeyaz ovalara
bir ağlayışı sustuğun belli
şarkılarını söylerken

kalbim göller bölgesindesin
ne olur gölgeli yollardan yürü
avcısın, çünkü bir orman içindesin
sulardan içiyorsun, meyvelerden yiyorsun
tırmanmak istiyorsun bir tepe daha
güleçsin nedense bir çocuk gibi
köpeğine gençliğini anlatıyorsun

güneş bir portakal çığlığıyla battı
tutukluk yapıyor kırma tüfeğin
derme çatma kulübenden uzaksın
kalbim bir telgraf çek kendi kendine
seni bekliyor son yolculuğun
tenha bir istasyonda

ilk karakola teslim ol ya da
köpeği bir dostuna emanet bırak
ormanda bir köşeye göm fişeklerini
anıları bir müzeye gönder istersen
bunca yıl yaşadın yakalanmadın
güzel suçlar işledin bir tarih oldun artık
eğer bana sorulacak olursa

her hüznü her sevgiyi ayakta alkışladın
gül kökünden bir pipo
bir yasemin ağızlık
yadigar kalsın bezirganbaşı
tüm avcılara yadigar kalsın





gençölmek

ay mıdır kar mıdır pencerede
boğulmuş çocukları martılara taşıyan
kara köpek karşı kıyıda uluyor
bence o çocuk öyle gülmemeli

atları çayıra saldım diş kamaştıran erik ağaçları altına
nisan toprağı kalbimde ağarıyor
bence o çocuk öyle gülmemeli
şimdi bir kadın çay demlese

bahçemdeki korkuluk nar ağacıdır
erken ölmüş, iyi giydirilmiş
sular soğuyor ovada duran ince gölgesinde
büyük ateşler, kuytu köyler gibi

alınlarına vişne çiçekleri yağan
o kızlar, delikanlılar ve lohusalar
oyulmuş bir bebektirler ıhlamurdan
kestane mangalları, masallar, talikalar

ölüm alışsın artık bize
bir dans gibi bahçemize gelsin
gelsin otursun ılık minderimize

ben o çocuk öyle gülmemeli
ay kar gibidir pencerede




saçmasapan bir şiir

"kedi pepik". evet, kendisi bir çeşit bilgelik taşır
"çuv köpek" ise öldü. ömrümün yorgun kısımlarıdır
aklımla ben birbirimizi oynatıyoruz
tarlam yağmura esintiye deliliğe açıktır

kaç gündür boş duran bir tabanca gibiyim
insan şapkasız da delirebilir kumral ve sarışınsa

aklımdan geçenler bugünlük bunlar
ve tabii birtakım hovardalıklar
vergi ödemeden yaşıyor olmalıyım

yüzüm de bir kedidir boş zamanlarımda
kalbimde kuş kadar bir köpek havlar
kafkas haritasından çerkes köylere indik biz
atlarını vurdu ve-gömdü, kente-yerleşti
gümüş eğerlerini karartıp sakladı
ne diye homurdanır sanki dedem

iğdiş geyik gibidir çerkes tabanca olmayınca
çaresi arada kovboy sinemaları

kamu düzeni ile aramda fark var

şakayla öfkeyle geçti şu son beş on yılın delilikleri
bir köpektir çerkes aklı, ağzından bulutlar akar
ben maymundan falan türemek istemedim
kediden, köpekten ve attan gelirim

evde herkesten daha iyi yazarım
arada bir pencereden bakarım ve daha eğlencelisi
yokuştan ilk çıkanı öldürmektir işim

tuhaf bir adamım arada tabancam tutukluk yapar

aklımdan geçenler bugünlük bunlar
ben asılırken bile gülen adamım

sevr ve lozan bana vız gelir

çerkesler bile eskir zamanla fakat
şimdi anladım ki bende ölüm kokan bir dalgınlık
yaşar
kaç kere söyledim evdekilere
"n'olur bir kedi alalım, n'olur bir köpek alalım
"insan boş bir tabancadır ama bakarsın birgün
patlar!
komşulardan çekinmesen hüngür müngür ağlarsın
o zaman da hergele gazeteler yazar

aklımdan geçenler bugünlük bunlar
oğlum ergin sen galiba üzüntülü adamsın

tanrı bile baksana senle oyalanıyor

çerkesce konuşmayı bilmezsin, lazca bilmezsin
unuttun bıçak atmayı ve saplamayı
adam olsan bir köpek ve bir tay edinirdin
ellerini yalar keçilerin sabah esintisinde
bana kalırsa kendinden boşan
bir celsede boşanırsın
yeter artık bu kadar yabancılaşman!

Hiç yorum yok: