ama arkadaşlar iyidir



2.01.2011

tanıştığımıza memnun olsak ya

neden ensenden soğuk damlıyor bu gece. mesela keith richards'ı ya da atıyorum tim burton'u neden seviyor olduğumu düşünüyorum günlerdir: benim yapamadıklarımı yapabildikleri için olmasa gerek, daha başka bir şey var bu havalarda. biliyorum beni hep bu havalar. bazen diyorum nolur ki. hep böyle misindir, hep böyle sallanan bir çift baykuş tipli kolye gibi. hep böyle miyimdir, hep böyle sallanan bir baykuş kafası gibi, içe çekilmiş. kocaman bir kafam var, apaçık bir alnım. i remember felan diyor şarkıda. feminen bir ifade di mi felan.

hep böyle miskin misindir. mışkin diye bir karakter olmak gidiyor içimden bazen. burdan oraya ne kadar yazar acaba. karnı filan ağrır mesela sizlerin. bir şarkı çalarsınız. gecenin bir yarımında kapı çalar gibi olur, cama tıklar gibi olur bi rüzgar, ürperirim ben de bazen. kafaları berenin yakıştığı ve yakışmadığı kafalar olarak ikiye ayırıyorum. saçları berenin altından sarkan ve sarkmayan saçlar olarak ortadan ikiye ayırıyorum. ortaikide başıma gelen bir hastalıkla ortadan ikiye ayrılıyorum. kısa boylu erkeklere uzun saçın yakışmadığı ne kadar malumumuz. bir de şey var, üstümüze yeni bir giysi alıyoruz fakat onu denerken ayna karşısında yaptığımız ilk bakış yüzümüz ve saçlarımıza yönelik oluyor. ondan sonra belki giysi kazak pantolon tişört gömlek.

sen bunları nerden biliyorsun. kayıtta mıyız. bana iyi davranmaman için bir sebep göremiyorum. ben kimseye bir şey yapmadım. benim yükselenim ahmet. kapının arasına terlik sıkıştırdığımı fark etmedin mi, ne vardı dönüp gidecek, evdeydim ben oysa. yemek yedikten sonra afiyet olması kaçınılmazdır biliyosunuz. eğer mesajına hemen cevap vermiyosam bil ki kendime kontör yüklüyorumdur. kıyafetlerimi aşık olma dönemlerimde yenilerim, üstümdekiler korkarım yakında yama isteyecek.

bu neye benziyor biliyo musun, sen bir kağıda serçe çizersin sözgelimi, bakanlar kanarya zanneder, sen bir turunç çizersin, onlar bergamot zanneder, tutup reçelini yaparsın sen de, ne güzel olur. reçel yapmasını bilmek gibisi var mı. hanenize ay doğacak ve ekstradan on puan ilave edilecek. elinde akşamdan kalma milli piyango biletiyle yeni yılın ilk resmî gününün gazete sayfalarını yoklayan ve ardından boşluğa doğru bir sigara yakan bir baba kadar dokunaklı bir sahne çoktur. benim babam sigara içmez, annem de içmez, kardeşim de. blues dinleyemiyorsam bil ki kötü vaktimdeyimdir.

misafirliğe gidilen evlerde kolonya ve şekeri kimin dağıttığı çok önemlidir. toplumsal bir sorumluluk bu. günümüzde her şey. yazılmaktan ne kadar da uzak günler bunlar.

kibrit ister misiniz?

Hiç yorum yok: