ama arkadaşlar iyidir



10.06.2010

geçen günkü diş felaketinden dolayı bugünkü çekimden sonra alkolü zaten, bir de sigarayı yasakladı hekimim. bu yüzden üzgünüm. mamaya benzeyen yumuşak yemeğimi yedim. damağımda kocaman bir boşluk. duramepdurum zaten, dişim ağrepduru. bir ağrıkesici çaktım, bir de antibiyotik. babaannemin, duvara asılan "mavcı vermiş ortalığa" lafı ve çeşitli gülüşler geldi. uyumak istiyorum. sigara içemiyorum ve bu kötü. balkonda oturuyorum asmanın altında. "asmaya su yürüdü mü kerata" geldi çürük dişli rakıcı amcaların ağzından. kollarımda karıncalar yürüyor. ferdi tayfur'un "sigarasız da sabah olmuyor"la biten şarkısı geldi. bu karıncaları neye benzetiyorum biliyo msn, meksika esanslı çizgifilmlerde kocaman yuvarlak cipse benzer şapkalarıyla oturan farelere, oldu mu şimdi, olmadı. karınca fareye benzer mi hiç, benzer amına koyim, niye benzemesin, benim sigara içememem kadar absürd durum mu kaldı ortalıkta, dünyanın bile çivisi nerdeyken. aşkolsun. aşk soksun seni. beni zehirledi yemin ederim, pis. aptal.

dün geceyi bu gündüze bağlayan gece bir rüya yaptı bilincim ki sormayın. yedi üzerinden giden bir rüyaydı. süryani rüyalarına benziyordu. şöyle ki, bir sevgilim vardı. ve ben sevgilimle tanışmadan önce, o benimle tanışacağını öngören bir falcıya fal baktırmıştı. falcı demişti ki ona, adında işte a harfi var, h harfi var, gözleri şöyle böyle, boyu şöyle böyle, falan filan. falcı beni tanıtmıştı yani anlayacağınız. sonra o da karşısında bir gün umulmadık bir biçimde beni görünce bana aşık oluvermişti. kız da görseniz güzel mi güzel, cılız mı cılız, kara mı kuru, garip bir şeydi, ama rüyaydı ya işte bu, ben de deli gibi aşık oluyordum kıza. görseniz nasıl kucaklaşıyor, nasıl tepiniyor, nasıl sevişiyor, nasıl eğleniyor, nasıl bağrışıyor, nasıl tartışıyor, nasıl eğleniyorduk. dünyanın en büyük tutkusu gibi geliyordu ikimize de. ama her güzellikte çirkinlik arayan bu kadın milletinin inadından rüyada bile sual olunmaz gibi geliyor ya bana, rüyamdaki sevgilim de aylar geçtikçe, gerçek kaygısını ortaya çıkardı ve bana dedi ki, "falcı senin beni yedi ay sonra terkedeceğini söyledi, başından bu yana her şey falcının dediklerine uyuyor." "gidelim falcıyı öldürelim belki kehanet bozulur," dedim, dinlemedi. aklım duruyordu. "yapacah bir şey yohğ hakan dayı" diyordu askerdeki çocuklardan biri. ve rüyanın sonunda gerçekten de onu terk ediyordum. sonra falcı kadınla karşılıyordum, bana diyordu ki, "seni büyük bir beladan kurtardım." uyandığımda dişim fena ağrıyordu.

Hiç yorum yok: