ama arkadaşlar iyidir



5.07.2010

tarafımdan bayat bir yazı

Vözgeçmiş


yöresel ve arabesk bir radyo istasyonu
lokantalarda tamirhanelerde insani her yerde
kral fm’e kafa tutan
daha reklamsız, mat
daha içli
içli dışlı
daha benim
ben de gülmek isterim

misafirlere hiçbir zaman “hoş geldiniz!” dememezlik etmedim

memleketimi sordu mülakatçı yüzbaşı
“melas,” dedim
“ne?” dedi
“melas,” dedim
“‘siirtspor sakaryaspor’u iki sıfır yendi.’ de!” dedi
dilimde fazladan duran s’yi jiletledi
“senin su laleni sulayayım!” diyemedim

kendimi kolayladım sanırım biraz
hani zor bi heriftim ya ben
onu diyorum
kolaydıysam başına gelseydim ya senin
sürekli bunu diliyorum
her sabah bir tutam bergamot
çayıma onu dilimliyorum

bizimki büyüyünce çok güzel bir çaylaşım olacak

rüyalarımda düştüğüm uçurumları ağaçlandırdım ilkgençliğimde
nadasa bıraktım bazen
kendimi de ıskartaya ayırdım onsekizimde
hasarlılar uğrar arasıra
hey delikanlı defter!
boşları toplasana

-

bugün hava çok sıcak (sabahtan gördüm seni)
soyundu baldır bacak (çok beyaz geldin bana)
melas sana koyacak (konakta mı büyüdün)
oy oy marmaris (oy oy emine’m)
melas sana koyacak (güneş çalmamış sana) (x2)

-

buna benzer terbiyesizliklerim oldu elbet şiir tarihimde
ama babamın yanında ne bacak üstüne bacak
ne de sigara içtim
her bir şeyi bir bir biriktirdim
yüksek sesle okunmaya elverişli bir hayatım yok
sokaklarda savunmaya duran bir yüzle baraj kuruyorum tek başıma
ellerim apış aramı kapatmış
ağız da yüzün apış arasıdır
-ağzın yüzünün mahrem noktasıdır-
bekâretimi koruyorum
şiirimi bi indirirsem halka
korkarsınız biliyorum

dede dediğin şarapçı olacak hacı
torun dediğin onsekizinde bir kadın haritasında meme icabındağ
yirmibeşinde şişe içre bir alkol her an pansumana
ve performansa hazır
otuzbirinde ilelebet memur
otuzbeşinde tüm bunlardan şair
ben demedim atalarım şifahen dedi
şunu da ekledi
erkek; halk dilinde sigara ve göbek
kadın; halk dilinde bilezik ve börek


genç bir ismi yoktu babamın
bilirsin her isim iyi durmaz babalarda
durdum divana
uydum hazır olan imama
ekmek almaya çıkıp yıllarca dönmemek istiyordum
bütün güzel kadınları tanımak ve tanıdıkça onlardan soğumak istiyordum
hayattan bana bu makamımda biraz hürmet etsin istiyordum
olmadı sustum
hayır karambol evde yok
ben oğluyum
-the man who bought the world
her satıcının bir alıcısı bulunur-
bunu yazdığım için mutluyum


bu gemi ne zamandır burada
bu şişenin içinde


öfke kontrol bir ki
kontrol bir ki
kadehi şişeyi kırarım bugün bil ki
ameliyatımdan kalan –hani seni bana diken-
[deveye mi insana mı yaranırdı?] dikişlerden birini daha söktüm son doğumgünümde
kaybolan düğmeler asla bulunmaz bilirsin
gittiği yerde deliksiz bir uyku çekiyordur şimdi


zora sokarım insanlarını hayatın
hayatını insanların
zora sokarım
zoka satarım
ustam yoktu ben satarım
ani kalkışlar yaparım
başım döner

benim hiç ciddi işim olmadı biliyor musun?
oysa her evin bir bacası
herkesin bir arka cep tarağı vardı
benim de yüzümün bacasında tüten bir oyun arkadaşım

oralet diye de bir şey vardı

bedduadan hiç hoşlanmazdım
feleğin sözlerini çok severdim
şiir yazmadan önce mutlaka kollarımı çemrerdim
ateşim otuzyedi buçuktan şaşmazdı
böyle hem kendi hem dünya etrafında dönen kafadan basık bir çemberdim


çomak sokmanın ne anlamı vardı bre cavurun gızı
sen bir sincap ben kovuk
beni anımsa
(beni unut)

Hiç yorum yok: