ama arkadaşlar iyidir



23.12.2010

günaydın. hava güzel. denize nazır çay bahçesinde çay içmelik. biraz üşümelik, sıkı giyinirsen bir şeycikler olmaz. esnerken çok çirkin olur insanlar, bu yüzden ağzımızı sol elimizin tersiyle kapamamız mühim bir görgü kuralımızdır. ve sabahları bir miktar esneriz biz. hapşururken kendimizden geçeriz, hele ben bir metre çaplı bir daire çizerim. günaydın. dişleri fırçaladıktan sonra sigara içmek çok hoşuma gider. dişleri fırçaladıktan sonra öpüşmenin hoşuma gitmesinden daha az tabii bu, yine de öpüşmenin yokluğunda sigara bir boşluk doldurgacıdır. pencereden sızan rüzgarın sesi de ne hoştur mesela, ses demeyelim de uğultulu deneysel bir müzik diyelim ona biz. günaydın, ben, ben, ben, diyecek bir şey bulamıyoru bazan. nazan güzel bir isim mi bilemedim, ama suzan öyle mi ya, suzan güzel isim. esma da güzel bir kedi ismi, ortega güzel bir kedi ismi, başka neler var güzel kedi isimleri olarak, şimdi aklıma gelmiyor u. şarkıcının bir şarkısı var, sigarasız sabah olmuyor der, halbuki bak oldu bile sabah, tahminimce yarın da olur ama hayır yarın cuma, kıyametin kopma ihtimali var, her cuma kıyamet kopma ihtimali taşır beraberinde, kopmamışsa biz bunun akşamını barlarda meyhanelerde teselli ederiz, kimimiz barlara yalnız gitmekten hiç hoşlanmaz, anlamsızdır da zaten. günaydın, perşembenin geçmesine daha çok var gibi görünmekte ama bir bakmışsın akşama iyi geceler bile dileyebiliyorsun. yine de sabah her zaman önce gelir. bırakalım bu mevzuyu, sonu gelmez sözlerin. dün işle ilgili bir mail yazıyordum, kendimden geçmişim, iş arkadaşım beni okuyormuş meğer o sırada, çekil de ben iki cümlede anlatayım demesin mi, az kalsın foyam ortaya çıkacaktı diye çok korktum. mütebessim bir nsan olmama rağmen ve konuşmakla aramız pek iyi olmadığından bütün maillerime yazmayı taşıyorum, e sözkonusu olan işle ilgili mail olunca bu pek hoş olmuyor tabii, roman mı taşıyorsun mübarek sırtında. günaydın, yine de her sabah hasta siempre dinlemek hâlâ ilk günkü gibi sevdiğim bir durum. bağlaçları yerli yersiz kullandığımın ben de pekala güneş gibi farkındayım, gülüşlerinin ardından hep güneşlerin doğması gibi farkındayım, -bak rüzgar uğuldadı bu cümleden sonra-, ama bağlaçlara gereken önemi göstermeliyiz.

günaydın bu.

Hiç yorum yok: