ama arkadaşlar iyidir



21.12.2010

türkiye saatiyle sabaha karşı erken

bugünlerde yazılmıyor aslında. bazen öyle bir his oluşuyor ki insanın içinde, hani bitkileri bilmemkaça ayırıyorduk ya biz ortaokulda mıydı neydi, işte o sınıflardan yumru köklügillere yazdırıyorum kendimi, sıra arkadaşım bir şeker pancarı, iyi anlaşıyoruz. ayrıca sıra arkadaşımla bizim de içinde bulunduğumuz müsamere ve temsil kolundaki eğitici kol çalışmalarımızda patates, yer elması ve havuç da bize eşlik eden arkadaşlarımızdan. ve ben bu kolun gözlemcisiyim. bu kolun üzerinde açılmış yanık yarasıyım, yaram genç, kendimi tamamen kaybetmiş hayatla dörtnala sevişirken kolumu ihmal edip üzerindeki bandajın kaydığını unutuyorum, sonra bir bakıyorum hayatın saçları yaranın tazeliğine yapışmış, ama bir saç da bu kadar güzel olmaz ki, dursun orda dursun. bazen yazılmıyor sevgilim. malum, ne demiş bir büyüğümüz, gitmeyi göze alamayanlar küçük bir hikayenin etrafında döner durur minvalinde bir şey, buna nasıl katılıyor nasıl katılıyorum anlatamam, dönüp duruyorum. alevlerin etrafında fır dolayı dönen kolpa bir zeybekten ne farkım, ama ahdım ahid ki hikayeleri büyüteceğim, besliyorum, yumru kökleri açacak bir gün kendini, doğuracak doğurtacak.

hem niye öyle diyorsun ki sevgilim, mevsimler aylardan elbette daha önemlidir ve mevsimler onu kapsadığı öngörülen aya değil yaya benzer. istersek genişletebilir daraltabiliriz, bütün bir mevsimi bir ay içerisine sıkıştırabiliriz,

bir düşmanım bile yok.

Hiç yorum yok: