ama arkadaşlar iyidir



1.05.2010

10:51

güneş; panjurları olmayan, alnaçtaki en yakın apartman görece alçakta kaldığından rahatlıkla perdesiz hareket edilebilen, yine de tül perdesi yarı aralık bir odada, tek kişilik bir yatakta bir erkek ve bir kız uzanmış yatıyordur. aralarında, kimi yeri gri lekeli kimi yerleri şekerlemeye bulanmış çarşafın üstünde, pinokyo yatmaktadır. oda, kare biçimli ama balkon tarafından darbe yemiş ve yamuğa dönüşmüş, bej renkli, alçak tavanlı, aydınlık, apartmanın kot farkından dolayı binanın tepesinde sıkışıp kalmış gibidir. kentin geri kalan her yeri beton olup, karşıdaki binaların çatılarında karga, martı ve serçeler meydan savaşı yapmaktadırlar.
yanlarında, yemek masasından adapte çalışma masasının üstündeki, kanal ayar düğmesi son derece huysuz ve hassas antika radyodan, enstrümantal bir müzik dökülmektedir, enver ibrahim'in conte de l'incroyable amour adını verdiği bu sözsüz şarkısı inanılmaz aşkın masalı anlamına gelmektedir. bu iç sıkıcı melodi, radyo programcısının sözde vahim bir hatası sonucu biter bitmez tekrar devreye girince, kadın yerinden kalkmaya üşenir ve şarkı bitene kadar konuşmaları gerektiğini anlar.

kız: (gerinerek ve pinokyo'ya bakarak). cahit'in dediği gibi belki de: "ilk kez geriye dönmek gerekiyor"
erkek: (tedirgin). şimdi olmaz, şimdi olmaz.
kız: (küçük bir bacak hareketiyle poposu görünecek şekilde geceliğini sıyırır). bir oğlum olsun istiyorum artık.
erkek: (başucunu yoklar, sigarayı aradığını anlar kadın). şeker olsun mu adı? şeker oğlan mesela?
kız: ibne mi olacak çocuk?
erkek: (kızgın). ne ilgisi var!
kız: (hırslı). sana benzerse diye korkuyorum.
erkek: kime benzeyecek, fatih sultan mehmet'e değil elbette.
kız: (işveyle karışık). seninle konuşmuyorum ben. (arkasını döner, poposunu örter).
erkek: (kızın kızgın bakışlarından çekinerek sigarayı yakar ve ilk nefesi büyük bir açlıkla içine çeker). seni çok seviyorum.
kız: (parmağını pinokyo'nun burnuna değdirir). geppetto'na söylicem seni.
erkek: geppetto'ma, her ne olursa olsun ona sonsuz biat halinde olduğumu, rakıyı mümkünse azaltmasını, sakallarına iyi bakmasını, en yakın zamanda gelip kendisine uğrayacağımı, cumasını mübarek edeceğimi, ve ona şerh düşülmüş 'ellerini yüzüne örten o kağıt kız'a iyi bakmasını da söyle. lütfen salatasına sirke koyma, sevmez.
kız: (alayla karışık). bana çok mu âşıksın?
erkek: bilmem.
kız: iki ay sonra gidip başkasına âşık olacağımı bilmiyor musun? palmiyeleri sevmiyorum. seni de seveceğimi düşünmüyorum. gelip geçicisin bence benim için.
erkek: (ağlamaklı). sevgilim çok güzel bir kelime değil mi?
kız: çok sıkılıyorum. belki kum torbası olmalıyız ayrılmadan önce.
erkek: (sigarasını söndürür). salata yap.
kız: (pinokyo'nun burnundan öper, giysisini düzeltir). sevgilinse sevgilindir zaten, balıksa balık, ipse ip.
erkek: (pufflar). geriden geliyorsun.
kız: (elini saçına atar ve ilk rastladığı düğümü parmağıyla çözerek). sen kimdin ki?
erkek: su bazlı boya vardı ya hani, ben oyum.
kız: gözlerin çok güzelmiş.
erkek: (gülümser). gözlerimini, kremini gibi. kendilerini unutabilirsiniz, tadını asla.
kız: erkek delisi olduğum doğru mu sence?
erkek: uzmanlık alanım dışında.
kız: sen nesin ki?
erkek: kayayım ben, taşım, kumum, sodyum feldspatım ben. inanmıyorsun.
kız: inanmıyorum.
erkek: camiden anons ettiricem göreceksin.
kız: ne diyeceksin?
erkek: önce ezan okuyacağım saba makamında, sonra adına sela vereceğim, sonra da 'eyyuhellezine amenu, etme bulma dünyası bu,' diyeceğim.
kız: (yalandan ağlamaya başlar). neden öpmedin beni bu sabah?
erkek: ÖPTÜN MÜ ÇOCUĞU?
kız: (hıçkırıkları kesilir, birden sinirlenir). çok salakça sorular soruyorsun.
erkek: ÖPTÜN MÜ ÇOCUĞU?
kız: (son bir umutla gözlerini pinokyo'ya yaklaştırır). seni bir tavşana dönüştürmeyi isterdim. sadece benim olan bir tavşan. yumuşacık tüyleri, boncuk gibi gözleri olan. eline aldığında minicik kalbinin pıt pıt pıt atışlarını hissediyorsun. aynısı kuşlarda da oluyor. bu benim için müthiş bir şey. buna ağlayabilirim saatlerce.
erkek: ÖPTÜN MÜ ÇOCUĞU?
kız: beni sorarlarsa yok de. (yastıkla yüzünü örter).
erkek: limonata içmeliyim ben buna. battaniyeni iyice ört ben yokken, üşüme. (yataktan kalkar, yerden iç çamaşırını alıp giyer ve gider).

Hiç yorum yok: