ama arkadaşlar iyidir



30.05.2010

bugün pazar, beni erkenden kaldırdılar.

insan, dünyanın kendine sundukları karşısında hangisini üstüne alınıp alınamayacağına karar veremediği zaman sarhoş oluyor. tut ki bir kızı seviyorsun ya da sevmek üzere içerde aynanın karşısına geçmiş hazırlık yapıyor, kravatını düzeltiyor, saçlarına -jöle kullanmam ama benzetmede ayrımcılık da yapmam- jöle sürüyorsun. tut ki ondan bir mektup mesaj felan bekliyorsun, seviyor mu sevmiyor mu fallarına yatırıyorsun gecelerini, ve fakat en nihayetinde hiçbir şey beklememeye başlıyorsun, çünkü ne söylediğinde neyi ne kadar üstüne alınacağını bilemiyorsun, oyun mu oynanıyor acaba diyorsun. işte, dünyaya karşı tavrın da aynen böyle. bu yüzden her gece sarhoş oluyor, her sabah mideni bulandırıyorsun. [içses: "dostum sen de benim midemi bulandırıyorsun."] dünyadan hiçbir şey almamayı tercih ediyor, seyirci kalıyorsun. şahit oluyorsun. dünyayla aranızda hiçbir şey geçmiyor, uzaktan seviyorsun. o da senden umudu kesip başka birilerine gidiyor. sonra da orospu oluyor. sonra da gidip onu kurtarıyorsun, o hayattan çekip evinin kadını yapıyorsun. [teşbihin istiarenin metaforun mına koyim, bana bir şey olmasın.]

hâlâ aynı şevkle hasta siempre dinleyebiliyor olmam fevkalade. bu, bu, inanılmaz bir şey. İÇİMDEKİ TEK YOL DEVRİM.

Hiç yorum yok: